Tom hemen hemen hiçbir zaman gece yarısından önce yatağa gitmez.
- Tom almost never goes to bed before midnight.
Hemen hemen hiç kahvaltı etmem.
- I almost never eat breakfast.
Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.
- Tom hardly ever speaks to me anymore.
Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
- Tom hardly ever listens to the radio.