Karım uzaktayken zor durumdaydım.
- I am inconvenienced when my wife is away.
İstasyon iki metre uzakta.
- The station is two meters away.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
- He had no choice but to run away.
Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
- You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
- Tom has some money stashed away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.
- Please go away and stop annoying me.
Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
- She lives a few blocks away from here.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.