It took him a while to realize the situation.
- Durumu fark etmek onun biraz zamanını aldı.
It took him a moment to realize where he was after he came to.
- O geldikten sonra nerede olduğunu fark etmek biraz zamanını aldı.
Tom couldn't help but notice all the beautiful women on the beach.
- Tom sahildeki bütün güzel kadınları fark etmekten kendini alamadı.
Tom was too busy to notice what was happening.
- Tom ne olduğunu fark etmek için çok meşguldü.
Tom clearly hopes that Mary won't notice that he broke one of her expensive teacups.
- Açıkçası, Tom onun pahalı çay fincanlarından birini kırdığını Mary'nin farketmemesini umut ediyor.
My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.
- Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi.
Snakes can be hard to spot.
- Yılanları fark etmek zor olabilir.