Tatoeba'nın bir hayranıyım.
- I'm a fan of Tatoeba.
Getter Jaani'nin büyük bir hayranıyım.
- I'm a big fan of Getter Jaani.
Kimin daha fazla taraftarı var, Celine Dion'un mu yoksa Mariah Carey'nin mi?
- Who has more fans, Celine Dion or Mariah Carey?
Taraftarlar Bastır Ukrayna! diye bağırdılar.
- Go Ukraine!, screamed the fans.
O kadının bir yelpazesi var çünkü hava sıcak.
- That lady has a fan because it is hot.
Bir dergiyle kendimi yelpazelendiriyorum.
- I am fanning myself with a magazine.
Tom vantilatörü kapattı.
- Tom turned off the fan.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Ben büyük bir golf tutkunuyum.
- I'm a huge fan of golf.
O bir balık tutma tutkunuydu.
- He was a fan of fishing.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
Rüzgar alevleri körükledi.
- The wind fanned the flames.
Yabanmersini krebin büyük bir hayranı değilim.
- I'm not a big fan of blueberry pancakes.
Alice took up the fan and gloves, and, as the hall was very hot, she kept fanning herself all the time she went on talking.