Englisch - Türkisch
Definition von familiarity; knowledge, awareness; person one knows slightly im Englisch Türkisch wörterbuch
- acquaintance
- tanıdık
O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
-She is more an acquaintance than a friend.
Onun bir sürü tanıdıkları var.
-He has a lot of acquaintances.
- acquaintance
- eş dost
Biz arkadaş değiliz. Biz eş dostuz.
-We're not friends. We're acquaintances.
- acquaintance
- tanıdık olmak
- acquaintance
- ahbaplık
- acquaintance
- bildik
- acquaintance
- tanıdık olma
- acquaintance
- aşinalık
- acquaintance
- bilgi verme
- acquaintance
- iyi bilme
- acquaintance
- {i} bilgi
Onunla ilgili çok az bilgim var.
-I have a nodding acquaintance with him.
- acquaintance
- haber
- acquaintance
- {i} tanışma
Onunla tanışmak istiyorum.
-I want to make her acquaintance.
Sizinle tanışmak bir onurdur.
-It's an honor to make your acquaintance.
- acquaintance
- {i} tanıma
- acquaintance
- malumat
- acquaintance
- {i} tanıdık, tanış
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von familiarity; knowledge, awareness; person one knows slightly im Englisch Englisch wörterbuch
- {i} acquaintance
familiarity; knowledge, awareness; person one knows slightly
Silbentrennung
familiarity; knowledge, awareness; per·son one knows slight·lyAussprache
Resimler
Historie
Favoriten