familiar with, used to;adapted to

listen to the pronunciation of familiar with, used to;adapted to
Englisch - Türkisch

Definition von familiar with, used to;adapted to im Englisch Türkisch wörterbuch

accustomed
{s} alışkın

Tom yalnız başına olmaya alışkındı. - Tom was accustomed to being on his own.

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır. - The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.

accustomed
{s} alışılmış

Alışılmış olandan farklı bir bağlamda bir şey görmek şaşırtıcı olabilir. - Seeing something in a different context than the accustomed one can be surprising.

accustomed
alışkan
accustomed
her zamanki
accustomed
(~ to) alışkın
accustomed
{f} alıştır

O hızla kendini yeni çevresine alıştırdı. - He quickly accustomed himself to his new surroundings.

Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı. - He soon accustomed himself to cold weather.

accustomed
alıştırılmış
accustomed
{s} alışmış

Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış. - He is accustomed to bribing anyone who gets in his way.

Tom burada çalışmaya alışmış durumda. - Tom has gotten accustomed to it working here.

accustomed
{s} alışık

Yalnız yatmaya alışık değildi. - He was not accustomed to sleeping alone.

Böyle bir davranışa alışık değilim. - I'm not accustomed to such treatment.

Englisch - Englisch
{s} accustomed
familiar with, used to;adapted to
Favoriten