Bunun sahte olmadığından oldukça eminim.
- I'm pretty sure that this isn't a fake.
Bizim güvenlik kameraları sahte.
- Our security cameras are fake.
Tom kendi ölümünü taklit etti.
- Tom faked his own death.
Tom kendi ölümünü tekrar taklit etti.
- Tom faked his own death again.
Amazon kitapları hakkında birçok tüketici yorumları uydurmadır.
- Many consumer reviews of books on Amazon are fake.
Ona uydurma bir adres verdim.
- I gave him a fake address.