face bravely, confront; come abreast of; stand before or against

listen to the pronunciation of face bravely, confront; come abreast of; stand before or against
Englisch - Türkisch

Definition von face bravely, confront; come abreast of; stand before or against im Englisch Türkisch wörterbuch

breast
{i} göğüs

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Onun küçük göğüsleri var ama umursamıyorum. - She has small breasts, but I don't mind.

breast
meme

Meme kanseri bir hastalıktır. - Breast cancer is a disease.

Benim mememde bir yumru var. - I have a lump in my breast.

breast
{f} göğüs germek
breast
(Gıda) döş
breast
emcek
breast
sine
breast
{f} göğüslemek
breast
{i} yürek
breast
gönül
breast
breastbonegöğüs kemiği
breast
breastbandeyerin göğüs kayışı
breast
(Tıp) Göğüs toraks
breast
sinebent kayışı
breast
kalp
breast

2005, müzik sektörü için kötü bir yıldı. Çünkü Kylie Minogue meme kanserine yakalandı. - 2005 was a bad year for music sector. Because Kylie Minogue caught breast cancer.

O, halk içinde emzirmeye utanıyor. - She is embarrassed to breastfeed in public.

breast
kas kemiği
Englisch - Englisch
{f} breast
face bravely, confront; come abreast of; stand before or against
Favoriten