f: way, manner, condition 10

listen to the pronunciation of f: way, manner, condition 10
Englisch - Türkisch

Definition von f: way, manner, condition 10 im Englisch Türkisch wörterbuch

wise
{s} bilgili

Hiç kimse kaderden daha bilgili olamaz. - No one can be more wise than destiny.

Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilgili değildir. - Old people aren't always wiser than young people.

wise
akıllı

O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır. - She is very beautiful, and what is more, very wise.

Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır. - It is easy to be wise after the event.

wise
tarzında
wise
{i} alim
wise
tecrübeli
wise
mantıklı

Gerçekten onun mantıklı olduğunu düşünüyor musun? - Do you really think that's wise?

Sanırım o mantıklı olabilir. - I think that might be wise.

wise
mahir
wise
(Osmanlıca) muttali
wise
akıllıca

Daha akıllıca hareket etmelisin. - You must act more wisely.

Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar. - If wisely used, money can do much.

wise
{i} yöntem
wise
{i} şekil

Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi. - A wise man would not act in that way.

wise
{s} haberi olan
wise
tarz
wise
{s} becerikli
wise
Wise up! Sakın ha! Dikkat et! Gözünü aç!
wise
on this wise bu veçhile
wise
{s} arif, irfan sahibi; bilge, hikmet sahibi
wise
bağlı olarak
wise
bilgi vermek
wise
yönte
Englisch - Englisch
-wise
wise
f: way, manner, condition 10
Favoriten