fällig

listen to the pronunciation of fällig
Deutsch - Türkisch
Englisch - Türkisch

Definition von fällig im Englisch Türkisch wörterbuch

due
sebebiyle

Son zamanlardaki olaylar sebebiyle, kendimi işime vermem tamamen imkansız. - Due to recent events, it is completely impossible for me to focus on my work.

Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek. - Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed.

due
sona erme
due
(Ticaret) vadesi gelen
due
hak vergi
due
son tarih
due
zamanı gelen
due
(Ticaret) borçlu

Biriktirdiği serveti şansına ve çok çalışmasına borçlu. - Her ability to amass a fortune is due to luck and hard work.

Bugünkü durumumu aileme borçluyum. - What I am today is due to my parents.

due
hak ettiği
due
günü gelen
become due
vadesi gelmek
due
{f} e doğru
due
hak edilen
due
yeterli
due
gerekli

Gerekli işlemleri takip etmek zorundayız. - We have to follow due process.

due
tam

Son zamanlardaki olaylar sebebiyle, kendimi işime vermem tamamen imkansız. - Due to recent events, it is completely impossible for me to focus on my work.

Küresel ısınmadan dolayı, şehirler tamamen batırılmış olabilir. - Due to global warming, cities could be completely submerged.

due
vadesi dolmuş vakti gelmiş
due
yerine getirilmesi gereken
due
gelmesi icap eden
due
münasip