She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
The activists deny the accusations.
- Eylemciler suçlamaları reddediyor.
So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
He was caught in the act of pickpocketing.
- O, yankesicilik eyleminde yakalandı.
The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
- Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
The Mexican army threatened action.
- Meksika ordusu eylem tehdidinde bulundu.
Words are always bolder than deeds.
- Sözler her zaman eylemlerden daha cesurdur.
His words and deeds do not match.
- Onun sözleri ve eylemleri uyuşmuyor.
She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
Our son was killed in action.
- Oğlumuz eylemde öldürüldü.
At least six hundred men died in action.
- Eylemde en az altı yüz insan öldü.
The commission took no action.
- Komisyon hiçbir eylem yapmadı.