O güneş gözlüğü takıyor.
- She's wearing sunglasses.
Tom güneş gözlüğünü kafasının üstüne doğru itti.
- Tom shoved his sunglasses to the top of his head.
Mary büyük güneş gözlüklerinin arkasına saklandı.
- Mary hid behind her large sunglasses.
Güneş gözlükleri gözlerimizi güneşten korur.
- Sunglasses protect our eyes from the sun.