Tom çok büyük bir risk alıyor.
- Tom is taking a tremendous chance.
Tom çok büyük bir risk alıyor.
- Tom is taking a tremendous chance.
Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.
- The earthquake created a tremendous sea wave.
Burası çok fazla ağrıyor.
- It hurts tremendously here.
There was a tremendous outpouring of support.