Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said he was extremely tired.
Tom aşırı derecede ikna edicidir.
- Tom is extremely persuasive.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
Çok tembel görünüyorsun.
- You seem to be extremely lazy.
Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.
- Tom and his brothers are extremely close.
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.
- Tom seems extremely excited.
Bu onun için aşırı derecede zordur.
- This is extremely hard for him.
... allowed in Einstein's equations, but to build one is extremely difficult. Far more energy ...
... all of my music available to me wherever, whenever is extremely powerful. But for times ...