Benim iltifatlarım bunu mümkün kılan ellere.
- My compliments to the hands that made this possible.
İnsanlar İngilizcenizin ne kadar iyi olduğu hakkında iltifat etmeyi bırakırsa İngilizcenizin iyi olduğunu bilirsiniz.
- You know that your English is good when people stop complimenting you on how good your English is.
Her zaman övgüler için balık tutuyor.
- She is always fishing for compliments.
Tom her zaman övgü için balık tutuyor.
- Tom is always fishing for compliments.
Ona saygılarımı lütfeder misin?
- Will you be so kind as to convey my compliments to her?
Tom, Mary'ye övgüler yağdırdı.
- Tom showered Mary with compliments.
Onun üzerine birçok övgü aldım.
- I got a lot of compliments on it.
Ona saygılarımı lütfeder misin?
- Will you be so kind as to convey my compliments to her?