Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Sıkıntılı günlere karşı biraz para biriktirmelisiniz.
- You should save some money against a rainy day.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Birçok tehlikelere maruz kaldı.
- He was exposed to many dangers.
Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
- It's against my rules to compromise.
O, sözleşmeye aykırıdır.
- That's against the contract.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
- We are always exposed to some kind of danger.
O, tehlikeye maruz kaldı.
- He was exposed to danger.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
... We're all exposed to infectious agents all the ...
... thousand site exposed to the rough continental climate ...