explosive substance

listen to the pronunciation of explosive substance
Englisch - Türkisch
patlayıcı madde
explosive
patlayıcı

Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı. - The explosives were hidden in a trash bin.

Güvenlik ekibi arabada patlayıcı kontrolü yaptı. - The security team checked the car for explosives.

explosive
patlayarak
explosive
(Askeri) tahrip maddesi
explosive
(Askeri) tahrip cephanesi
explosive
(Askeri) İNFİLAK MADDESİ, PATLAYICI MADDE, TAHRİP MADDESİ, TAHRİP CEPHANESİ: Hararet, sadme, sürtünme veya diğer bir tesire maruz kaldığı zaman, süratle kimyasal bir değişmeye tabi olarak, tamamen veya kısmen, eski durumdan çok daha hacimli ve müstekar gazlar meydana getiren madde. İnfilak maddeleri, kimyasal değişme hızına göre, (high explosive) ve (heavy explosive) olmak üzere ikiye ayrılır
explosive
infilak maddesi
explosive
high explosive yüksek patlamalı madde
explosive
{i} patlayıcı madde

Patlayıcı madde imha ünitesi patlamamış bombayı güvenli bir şekilde imha etti. - The explosive ordnance disposal unit safely disposed of the unexploded bomb.

explosive
{s} patlamaya ait
explosive
{s} tartışmalı
explosive
{s} çileden çıkaran
explosive
{s} hakkında şiddetli tartışmalar yapılan (konu), şiddetli tartışmalara yol açabilen (konu)
explosive
(isim) patlayıcı madde
explosive
{s} patlamaya hazır
explosive
explosively patlayarak
Englisch - Englisch
explosive
{i} TNT
explosive substance

    Silbentrennung

    ex·plo·sive sub·stance

    Türkische aussprache

    îksplōsîv sʌbstıns

    Aussprache

    /əkˈsplōsəv ˈsəbstəns/ /ɪkˈsploʊsɪv ˈsʌbstəns/
Favoriten