experiencing pleasure

listen to the pronunciation of experiencing pleasure
Englisch - Türkisch
zevk yaşıyor
pleased
memnun

Bu ayakkabılardan memnunum. - I'm pleased with these shoes.

Seninle tanıştığıma memnun oldum. - I'm pleased to meet you.

pleased
{f} memnun et

Oyun izleyiciyi memnun etti. - The play pleased the audience.

Seni memnun ettim, değil mi? - I pleased you, right?

pleased
iste/memnun et
pleased
hazzetmek
pleased
hoşnut olmak
pleased
{s} keyifli

Tom keyifli görünmüyordu. - Tom didn't look pleased.

Tom çok keyifli olacak. - Tom will be so pleased.

pleased
hoşnut

Ben senin hoşnut olacağını düşündüm. - I thought you'd be pleased.

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

experiencing joy and pleasure
neşe ve zevk yaşıyor
Englisch - Englisch
pleased
experiencing pleasure

    Silbentrennung

    ex·pe·ri·en·cing pleas·ure

    Türkische aussprache

    îkspîriınsîng plejır

    Aussprache

    /əkˈspərēənsəɴɢ ˈpleᴢʜər/ /ɪkˈspɪriːənsɪŋ ˈplɛʒɜr/
Favoriten