İnsanlar mazerette bulunma eğilimindedir.
- People are apt to make excuses.
Kötü davranışı için kendini mazeret gösterdi.
- He excused himself for his bad behavior.
Böyle bir bahaneyi nasıl ileri sürdünüz?
- How did you come up with such a good excuse?
Yaptıklarının hiçbir bahanesi yoktur.
- There is no excuse for your actions.
Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.
- Excuse me for opening your letter by mistake.
İnan bana, o özür işe yaramayacak.
- Believe me, that excuse ain't gonna fly.
Bahane üretmiyorum, gerekçe buluyorum sadece.
- I don't make excuses. I only provide reasons.
Keşke gitmemek için iyi bir gerekçe bulabilsem.
- I wish I could think of a good excuse not to go.
Beni affetmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to excuse me.
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
- Excuse me. Who are you?
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
- Excuse me, but I feel sick.
Annem onun hatasını affetti.
- My mother excused his mistake.
Rahatsızlık için bizi affet.
- Excuse us for the inconvenience.
Biraz izin verir misiniz?
- Will you excuse me for just a moment?
Bize bir saniye izin verir misin?
- Would you excuse us for a second?
I excused him his transgressions.
You know he shouldn't have done it, so don't try to excuse his behavior!.
Tell me why you were late – and I don't want to hear any excuses!.