Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Excuse me, do you know what time it is?
Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum
- Excuse me, but I'm looking for the post office.
Kestiğim için özür dilerim, size anlatmam gereken bir şey var.
- Excuse me for interrupting, I've got something to tell you.
Geç kaldığım için özür dilerim.
- Excuse me for being late.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
Pardon, taksi durağı nerede?
- Excuse me, where is the taxi stand?
Pardon, bir ricam olacak.
- Excuse me, I have a request.
Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Excuse me, do you know what time it is?
Oooh, exsqueeze me! What are those guys, totally clueless? We're supposed to get all hot and bothered over Massachusetts?.
'Scuse, can I come past?.
... MR. LEHRER: Excuse me. ...
... UH, EXCUSE ME, LONNIE. ...