Pardon, bu koltuk boşta mı?
- Excuse me. Is this seat taken?
Pardon, taksi durağı nerede?
- Excuse me, where is the taxi stand?
Afedersiniz, burası dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Excuse me, do you know what time it is?
Afedersiniz, bu kadın kim?
- Excuse me, who is this woman?
Kestiğim için özür dilerim, size anlatmam gereken bir şey var.
- Excuse me for interrupting, I've got something to tell you.
Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
- Excuse me, I think you're sitting in my seat.
Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
... MR. LEHRER: Excuse me. ...
... MR. LEHRER: Excuse me. Just so everybody understands ' ...