Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
- Excuse me, do you know what time it is?
Afedersiniz, ama postaneyi arıyorum
- Excuse me, but I'm looking for the post office.
Mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.
- Excuse me for opening your letter by mistake.
Kestiğim için özür dilerim, size anlatmam gereken bir şey var.
- Excuse me for interrupting, I've got something to tell you.
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?
- Excuse me. Can you direct me to the nearest subway station?
Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Excuse me, can you tell me how to get to Central Park?
... UH, EXCUSE ME, LONNIE. ...
... MR. LEHRER: Well, here's a specific ' let's ' excuse me ' ...