exciting love, amiable, fine, delightful

listen to the pronunciation of exciting love, amiable, fine, delightful
Englisch - Türkisch

Definition von exciting love, amiable, fine, delightful im Englisch Türkisch wörterbuch

lovely
{s} güzel

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum. - Whenever we have such lovely rain, I recall the two of us, several years ago.

Biz güzel bir yemek yedik. - We had a lovely meal.

lovely
{s} sevimli

O sevimli genç bir adam. - He's a lovely young man.

O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi. - She wished the lovely dog belonged to her.

lovely
sevgili

Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim. - And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.

lovely
sevilir
lovely
şeker
lovely
hoş

Siz çok hoş bir seyircisiniz. - You're such a lovely audience.

Hoş bir gece geçirdim. - I had a lovely night.

lovely
harika
lovely
nefis
lovely
{s} şirin
lovely
ÇOK ŞEKER
lovely
sevimlilik
lovely
lovelinessgüzellik
lovely
hoş/sevimli
Englisch - Englisch
{a} lovely
exciting love, amiable, fine, delightful
Favoriten