Tom oldukça coşkulu, değil mi?
- Tom is quite enthusiastic, isn't he?
Bu kitap, onun coşkulu araştırmasının bir sonucudur.
- This book is a result of his enthusiastic research.
Sen çok istekli görünmüyorsun.
- You don't seem very enthusiastic.
O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
Tom hevesli görünüyor.
- Tom seems to be enthusiastic.
Tom Mary kadar hevesli görünmüyordu.
- Tom didn't sound as enthusiastic as Mary.