Bir kedi haricinde ev boştu.
- The house was empty except for a cat.
Jim'in haricinde herkes geldi.
- With the exception of Jim, everybody came.
Bu kuralın istisnaları yoktur.
- This rule has no exceptions.
Her kural için istisnalar vardır.
- Every rule has its exceptions.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- I work every day except for Sundays.
Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.
- Everybody was singing except me.
Ben onun bir piyanist olması dışında onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I know nothing about her except that she is a pianist.
Üç gün boyunca bir şey yememişti, adamın gıda dışında herhangi bir şey hakkında düşünme sorunu vardı.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Bu kuralın istisnaları yoktur.
- This rule has no exceptions.
Bu istisnai bir durumdur.
- This is an exceptional case.
Bazı özel durumlarımız olacak.
- We'll have some exceptions.
Tom hiç kimse için ayrım yapmaz.
- Tom doesn't make exceptions for anyone.
Genç adam kuralları biliyor ama yaşlı adam kural dışı durumları biliyor.
- The young man knows the rules, but the old man knows the exceptions.
Bu kuralın istisnaları yoktur.
- There are no exceptions to this rule.
Her kural için istisnalar vardır.
- There are exceptions to every rule.
Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
- I know nothing except that she left last week.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- I would buy this watch, except it's too expensive.
İstisnasız kural yoktur.
- There are no rules without exceptions.
İstisnasız kural yoktur.
- There is no rule without exceptions.
Bazı özel durumlarımız olacak.
- We'll have some exceptions.
Offensive wars, except the cause be very just, I will not allow of.
I never made fun of her except teasingly.
he was a great lover of music, and perhaps, had he lived in town, might have passed for a connoisseur; for he always excepted against the finest compositions of Mr Handel.
... with one with exception actually um ...
... yet, with one exception. [ Cheers and applause ] ...