excellent, wonderful, splendid, magnificent

listen to the pronunciation of excellent, wonderful, splendid, magnificent
Englisch - Türkisch

Definition von excellent, wonderful, splendid, magnificent im Englisch Türkisch wörterbuch

superb
{s} harikulâde

Tom harikulade bir iş yaptı. - Tom has done a superb job.

superb
zengin
superb
{s} mükemmel

O'nun mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok. - It goes without saying that he is a superb pianist.

superb
tam
superb
süper

Sana hiç söylemediğim tek şey var: Ben bir süper varlığım. - There is one thing I've never told you: I'm a superbeing!

superb
harika

Harika bir iş yaptın. - You've done a superb job.

superb
görkemli
superb
{s} muhteşem

Bu müze Kelt dönemi kültürel eserlerinin muhteşem bir koleksiyonuna sahiptir. - That museum has a superb collection of Celtic era cultural artifacts.

Bu muhteşem bir fikir. - This is a superb idea.

superb
zarif
superb
{s} enfes, fevkalade, çok güzel
superb
superbly muhteşem bir şekilde
superb
{s} müthiş
superb
{s} alâ
superb
nefis
Englisch - Englisch
{s} superb
excellent, wonderful, splendid, magnificent
Favoriten