Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Seninle son derece gurur duyuyoruz.
- We're exceedingly proud of you.
Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
- I thought that went exceedingly well.
Hız sınırını aşmayın.
- Don't exceed the speed limit.
Hız sınırını asla aşmadık.
- We never exceed the speed limit.
Sonunda babasını boy olarak geçinceye kadar, çocuk gittikçe uzadı.
- The boy grew taller and taller, till at last he exceeded his father in height.
Sıcaklık gölgede 30 dereceyi geçiyor.
- The temperature exceeds 30 degrees in the shade.
O, soğuğa aşırı duyarlıdır.
- She is exceedingly sensitive to the cold.
Hız sınırını aşmayın.
- Don't exceed the speed limit.
The company's 2005 revenue exceeds that of 2004.
The quality of her essay has exceeded my expectations.