Gerçekten karşılaştırma yok.
- There really is no comparison.
O geçerli bir karşılaştırma değil.
- That's not a valid comparison.
Onunla kıyaslarsak, ben hâlâ daha büyüğüm.
- In comparison to him, I am still older.
Seninkine kıyasla benim arabam küçük.
- In comparison with yours, my car is small.
Onun işi mukayese edilemez.
- His work is beyond comparison.
Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
- You're comparing apples with oranges.
Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
- You're comparing chalk and cheese!