Türkisch - Englisch
Definition von evrende im Türkisch Englisch wörterbuch
- in the universe
- evren
- universe
Any universe simple enough to be understood is too simple to produce a mind able to understand it.
-Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
-Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- evren
- dragon
- evren
- (Dilbilim) population
- evren
- nature
- evren
- macrocosm
- evren
- the universe
- Evren
- (isim) Universe, cosmos
- Evren
- the Infinite
- evren
- universe, cosmos " kâinat, kozmos; dragon" ejderha
- evren
- creation
- evren
- universe, creation
- evren
- cosmos
You should know the Earth isn't the centre of the cosmos.
-Dünyanın evrenin merkezi olmadığını bilmelisin.
Cosmos is the antithesis of chaos.
-Evren kaosun antitezidir.
- evren
- system
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von evrende im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Evren
- kozmos
- Evren
- kainat
Kainat kocaman bir okul.
-Evren kocaman bir okul.
- evren
- Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen bütün varlıklar: "Yemeyi, içmeyi, konuşmayı, düşmanlarımı, dostlarımı, orta malı hislerimi ve evreni unuttum."- R. H. Karay
- evren
- Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam
- evren
- Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen bütün varlıklar
- evren
- Gök varlıklarının bütünü, kâinat, kozmos
- evren
- Gök varlıklarının bütünü, kâinat, kozmos: "Eski yorumcular daha ileri gitmiş, evrenin yaratılmasında ve doğanın kurallarında bile matematik bir öz bulmuşlardır."- H. Taner
- evren
- Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam: "Kendi evrenine dalmış olan Halim, ürkerek sıçradı, bir adım geriye attı."- A. İlhan