I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase.
- Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.
Tom left the house with his briefcase.
- Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı.
Tom showed me his portfolio.
- Tom bana evrak çantasını gösterdi.
I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase.
- Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.
The money was stolen from his briefcase.
- Para evrak çantasından çalındı.