evlenmemiş

listen to the pronunciation of evlenmemiş
Türkisch - Englisch
spinsterly
unwedded
spinsterish
unmarried

Tom and Mary have many unmarried friends. - Tom ve Mary'nin birçok evlenmemiş arkadaşları var.

unwed
sole
maiden
single
evlenmemiş erkek
unmarried men
evlenmemiş hala
spinster aunt
evlenmemiş kadın
feme sole
evlenmemiş kadın
spinster
evlenmemiş kimse
single
evlenmemiş olma
(kadın) spinsterhood
evlenmemiş teyze
spinster aunt
evde kalmak (evlenmemiş)
be on the shelf
evlen
marry

If only he would marry me. - Keşke benimle evlense.

People under 18 cannot marry. - 18 yaşından küçükler evlenemez.

evlen
{f} wedding

How are your wedding plans coming? - Evlenme planlarınız nasıl geliyor?

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets. - Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

evlen
get married

She decided to get married to Tom. - Tom'la evlenmeye karar verdi.

Really? I thought she'd be the last person to get married. - Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.

evlen
{f} wedded
evlen
got married
evlen
{f} wed

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets. - Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

How are your wedding plans coming? - Evlenme planlarınız nasıl geliyor?

evlen
{f} married

Lisa Lillien is married to Dan Schneider. - Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlenmiştir.

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

genç evlenmemiş kadın
demoiselle
evlenmemiş
Favoriten