Tom Mary'ye uğursuz bir bakış attı.
- Tom gave Mary a sinister look.
Kalabalıktan gelen uğursuz bir ses Bunun arkasında büyücülük var dedi.
- There is sorcery behind this, said a sinister voice coming from the crowd.
Para tüm kötülüklerin anasıdır.
- Money is the root of all evil.
O bana çalmanın kötülüklerinden bahsetti.
- She told me about the evils of stealing.
Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur.
- In my opinion, Twitter bird is the most evil bird in our world.
Para tüm kötülüklerin anasıdır.
- Money is the root of all evil.
Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
- Tom believes that there are good and evil demons.
Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.
- Cinderella had two evil stepsisters.
Dünyada çok kötülük var.
- There is much evil in the world.
Bazı insanlar çok kötüdür.
- Some people are evil.
Evlilik,eğer insan gerçekle yüz yüze kalacaksa bir beladır fakat gerekli bir bela.
- Marriage, if one will face the truth, is an evil, but a necessary evil.
Onu yalnız bırak, seni uğursuz piç!
- Leave him alone, you evil bastard!
İyi kötü karşısında her zaman kazanır.
- Good always wins over evil.
Bazı insanlar şerdir.
- Some people are evil.
Şer imparatorluğu çok kızgın.
- The evil empire is furious.
Evlilik,eğer insan gerçekle yüz yüze kalacaksa bir beladır fakat gerekli bir bela.
- Marriage, if one will face the truth, is an evil, but a necessary evil.
... jail, unless they're really evil. ...
... is an unmitigated evil. There are lots of reasons why you might not want users to override ...