evident to one's senses or reason; manifest, obvious, clear, unmistakable

listen to the pronunciation of evident to one's senses or reason; manifest, obvious, clear, unmistakable
Englisch - Türkisch

Definition von evident to one's senses or reason; manifest, obvious, clear, unmistakable im Englisch Türkisch wörterbuch

plain
{s} yalın

Yalın bir İngilizce ile konuşma yaptı. - He made a speech in plain English.

plain
vuzuh
plain
sadelik
plain
dürüst
plain
düz

Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain office worker.

Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi. - Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.

plain
kolay anlaşılır
plain
net
plain
vazıh
plain
(sıfat) sade, süssüz, yalın, düz, desensiz, gösterişsiz, çirkin, açık, net, dürüst, su katılmamış, engebesiz
plain
{s} çirkin
plain
{s} su katılmamış
plain
{s} süssüz
plain
{s} gösterişsiz
plain
(Tekstil) düz, desensiz
plain
düz yazı
plain
sadece

Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain office worker.

Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım. - I'm just a plain old office worker.

plain
{i} düzlük

Nehir düzlükte menderesler çiziyor. - The river meanders across the plain.

plain
plain dealing dürüstlük
plain
{s} düz: I want a plain rather than a patterned cloth. Desenli değil, düz bir kumaş istiyorum
Englisch - Englisch
plain

In fact, by excommunication or persuasion, by impetuosity of driving or adroitness in leading, this Abbot, it is now becoming plain everywhere, is a man that generally remains master at last.

evident to one's senses or reason; manifest, obvious, clear, unmistakable

    Silbentrennung

    e·vi·dent to one's senses or reason; manifest, obvious, clear, un·mis·tak·a·ble

    Aussprache

Favoriten