O, her zamankinden daha güçlüdür.
- He is stronger than ever.
Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
- Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
- I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
Onu asla tekrar görmek istemiyorum.
- I don't ever want to see him again.
Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.
- I never want to see you here ever again!
Hiçbir şey daima güvende değildir.
- Nothing is ever secure.
Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Hiç Kanada'ya gittin mi?
- Have you ever been to Canada?
Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
- Who was the greatest philosopher that ever lived?
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum.
- I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.
Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.
- If you are ever in Japan, come and see me.
Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur.
- If you would move over, there would be room for everyone.
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
- If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
- Stir once every fifteen minutes.
Benimle çıkmak isteyeceğinizin pek olası olmadığını biliyorum fakat hâlâ en azından bir kez sormalıyım.
- I know that it is highly unlikely that you'd ever want to go out with me, but I still need to ask at least once.
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Not every student went there yesterday.
Herkes hayatında yanlış şeyler yapar.
- Everyone does wrong things in their lives.
Her çocuk, hayatında bir babaya ya da bir baba figürüne ihtiyaç duyar.
- Every child needs a father or a father figure in their life.
Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.
- Nothing is ever right.
Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.
- This was the first Japanese food I had ever tasted.
I've never seen such an ugly man in all my born days.
How can I ever get there in time.
It was ever thus.
Tom thinks women always tell their best friends everything.
- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
Why are you always so nice to everybody?
- Why are you always so nice to everyone?
Did I ever!.
This family empathy measure is highly related to ever use of birth control but not to any measure of continuous use.
He's back and better than ever.
... ever heard about yourself? ...
... Press most important ever got its ...