Tom spor olaylarını sever.
- Tom loves sports events.
Dünün önemli olayları neydi?
- What were yesterday's chief events?
Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
- It is easy to be wise after the event.
Olay onun geleceğini etkiledi.
- The event affected his future.
Hayır organizasyonunda klarnet çalmam istendi.
- I've been asked to play my clarinet at a charity event.
Genel olarak organizasyon başarılıydı.
- On the whole, the event was successful.
Talihsizlik durumunda kutlamalar en iyisidir.
- In the event of misfortune, celebrations are the best.
Bir zombi kıyameti durumunda ne yapardın?
- What would you do in the event of a zombie apocalypse?
Her halükarda denemeye değer.
- It's worth trying at all events.
Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir.
- The athletic meet is an annual event.
Dalış yarışması Olimpiyatları izlemek için Mary'nin favori olaylardan biridir.
- The diving competition is one of Mary's favorite events to watch in the Olympics.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
- The teacher tried to interest the students in current events.
Sonuçta işler değişti.
- Things eventually changed.
Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı.
- Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.
Which events have you entered for ?.
Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.
- In April we have a lot of school events.
Tom etkinlikte Mary'ye eşlik etti.
- Tom accompanied Mary to the event.
Her halükarda denemeye değer.
- It's worth trying at all events.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Ben olguyu erteledim.
- I postponed the event.
A current-events column in the student paper.
In the event, he turned out to have what I needed anyway.
1. An unexpected/strange/dramatic turn of events.
... events in 2009. ...
... as one of the most significant events in American history. ...