Şehri tahliye etmek için 24 saatimiz var.
- We have 24 hours to evacuate the city.
Tahliye etmek için hâlâ zamanımız var.
- We still have time to evacuate.
Sahil boyuncaki oteller boşaltıldı.
- The hotels along the beach were evacuated.
Onları boşaltmıyorum.
- I don't evacuate them.
Boşaltmak zorundayız. Bir tornado geliyor.
- We have to evacuate. A tornado's coming.
We have to evacuate the clinic.
- Wir müssen die Klinik evakuieren.
The threatening floods made it necessary to evacuate the town.
- Die drohenden Überschwemmungen machten es notwendig, die Stadt zu evakuieren.