etraftaki

listen to the pronunciation of etraftaki
Türkisch - Englisch
circumjacent
outlying
surrounding
etraf
{i} environment
etraf
entourage
etraf
vicinity
etraf
enviroment
etraf
(Tıp) extremity
etraf
environ
etraf
quarter
etraf
purlieus
etraf
{i} environs
etraf
{i} ambit
etraf
neigbourhood
etraf
circle

The planets circle the Sun. - Gezegenler güneşin etrafında döner.

Tom circled the block looking for a place to park. - Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.

etraf
surroundings
etraf
associates, friends
etraf
vicinage
etraf
surroundings, environment; sides
etraf
sides; surroundings, area around or near
etraf
adjacencies
etraf
surround

We've got the house surrounded. - Evin etrafını çevirttik.

The English language surrounds us like a sea. - İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.

etraftakiler
surroundings
Türkisch - Türkisch

Definition von etraftaki im Türkisch Türkisch wörterbuch

ETRAF
(Osmanlı Dönemi) (Taraf. C.) Taraflar, yanlar, canibler, yönler, uçlar, kıyılar
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
etraf
Çevre
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit: "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte."- S. Ayverdi
etraf
Yanlar, taraflar: "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler."- P. Safa. Çevre: "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı."- A. Gündüz
etraf
Yanlar, taraflar
etraftaki
Favoriten