etkilenmeme

listen to the pronunciation of etkilenmeme
Türkisch - Englisch
immunity
impregnability
etkile
affect

The problem affects the prestige of our school. - Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature. - Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.

etkilenmemek
(neg. form of etkilenmek ) not to be irresponsive to
etkilenmemek
be irresponsive to
etkilenmeme
Favoriten