etkilenme

listen to the pronunciation of etkilenme
Türkisch - Englisch
response
contagion
being affected, being influenced
etkilenmek
be impressed

Tom couldn't help but be impressed. - Tom etkilenmekten kendini alamadı.

etkilenmek
be affected
etkilenme alanı içinde olmak
(deyim) get within striking distance
etkilenme alanına girmek
(deyim) get within striking distance
etkile
affect

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

etkilenmek
{f} impose
etkilenmek
(Konuşma Dili) go for
etkilenmek
affected
etkilenmek
come up with
etkilenmek
be affected by
etkilenmek
to be affected
etkilenmek
be taken with
etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

The exhibition was very impressive. - Sergi çok etkileyiciydi.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

That was probably what influenced their decision. - Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.

etkilenmek
to be affected, be influenced
etkilenmek
grip
etkilenmek
be touched
etkilenmek
respond
etkilenmek
be thrilled
kolay etkilenme
impressionability
kolay etkilenme
impressibility
Türkisch - Türkisch
Etkilenmek işi
sarsılma
Etkilenmek
elektriklenmek
Etkilenmek
müteessir olmak
etkilenmek
Etkiye uğramak, müteessir olmak: "Bu büyük adamın olağanüstü tevazusu karşısında haklı olarak etkilenmişti."- H. Taner
etkilenmek
Etkiye uğramak, müteessir olmak
etkilenme
Favoriten