essential; required; necessary

listen to the pronunciation of essential; required; necessary
Englisch - Türkisch

Definition von essential; required; necessary im Englisch Türkisch wörterbuch

needed
iktiza etmek
needed
ihtiyaç duyulan

Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım. - I've done everything that needed to be done.

İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman. - What is needed is more time.

needed
{f} ihtiyaç duy

Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu. - They were needed in South America.

Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi. - My mother gave me all the love I needed.

needed
gereken

Gerekenden daha fazla su var. - There is more water than is needed.

Gerekenden daha fazla parası var. - He has more money than is needed.

needed
(sıfat) lazım
needed
{s} lazım
Englisch - Englisch
{s} needed
essential; required; necessary
Favoriten