Bununla ne demek istediğini bana söyleyebilir misin?
- Can you tell me what you mean by that?
Patronun sana saldırsa ve defolup gitmeni söylese bile, sen demek istediğini anlatmalısın.
- Even if you boss attacks you and tells you to go away, you should make your point.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.
- He didn't hesitate to tell his wife the truth.
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
- I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
- It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?
- Can you please tell me what time the train leaves?
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything that you want to know.
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything you want to know.
Onun ne yapacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he will do.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There's no telling what'll happen.
We were all ears when he started to tell us his secret.
- Wir waren ganz Ohr, als er anfing, uns sein Geheimnis zu erzählen.
Tell me about your daily life.
- Erzählen Sie mir von Ihrem Alltagsleben.
And in his lap a masse of coyne he told, / And turned vpsidowne, to feede his eye / A couetous desire with his huge threasury.