ertrag

listen to the pronunciation of ertrag
Englisch - Türkisch

Definition von ertrag im Englisch Türkisch wörterbuch

earnings
{i} kazanç

Onun yetersiz kazançlarıyla yaşamak zordu. - It was difficult to live on his meager earnings.

Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti. - Corporate earnings in the first quarter improved sharply.

output
{i} üretim; hâsıla; randıman, verim
earnings
{i} maaş
output
bilgisayardan alınan bilgi
output
(Ticaret) hasıla
output
autput
output
(Ticaret) imal etmek
output
çıkan
output
ürün
output
üretim

Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı. - Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled.

Bu fabrikada üretim %20 oranında arttı. - The output at this factory has increased by 20%.

earnings
{i} gelir
earnings
{i} kazanç, kâr; maaş, gelir
earnings
{i} ücret

Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir. - A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.

earnings
(Avrupa Birliği) kazanç, kar, gelir, ücret
output
{i} çıkış gücü
output
{i} ürün, çıktı
output
(Tıp) Vücuddan çıkarılan madde