O, oğlunu iyi bir eğitim ile donatmak istiyor.
- He wants to equip his son with a good education.
Askerler silahlarla donatılmıştı.
- The soldiers were equipped with weapons.
Gemi radarla donatılmamış.
- The ship is not equipped with radar.
Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
- If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
Bizim donanımımız var.
- We have the equipment.
Bu müze bir yangın koruma sistemi ile donatılmıştır.
- This museum is equipped with a fire prevention system.
Tüm polis arabaları kurşun geçirmez cam ile donatılmış.
- All the police cars were equipped with bulletproof glass.
Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
- Team members are provided with equipment and uniforms.
15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim.
- I'm certain we can deliver the laboratory equipment by March 15th.
Onu yapmak için donanımlı değilim.
- I'm not equipped to do that.
O bir yolculuk için donanımlıydı.
- He was equipped for a trip.
Askerler silahlarla donatılmıştı.
- The soldiers were equipped with weapons.
Tekne radar ile donatılmıştı.
- The boat was equipped with radar.
Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
- Keep away from the electrical equipment.
Bu dükkân ev aletleri satar.
- This store carries household equipment.
Ahır, çiftlik ekipmanları ve aletleri ile dolu.
- The barn is full of farm equipment and tools.
The country are led astray in following the town, and equipped in a ridiculous habit, when they fancy themselves in the height of the mode. Addison.
Gave orders for equipping a considerable fleet. Ludlow.
Armed and dight, In the equipment of a knight.
The equipment of the fleet was hastened by De Witt.