Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
- The property was divided equally among the heirs.
Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.
- With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir.
- Every language is equally precious and valuable to its speakers.
Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir.
- Mirabelles are equally delicious in a compote.
Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.
- College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.
Tom aynı derecede suçludur.
- Tom is equally guilty.
The gas stations are equally far from the highway.
John suffered setbacks at his job. Equally, Frank's business slowed.
They shared equally in the spoils.
... Well, an equally high percentage of people actually ...
... cars, how would we articulate a policy explaining why the devices on our equally vital virtual ...