Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
Parti büyük bir hayal kırıklığıydı.
- The party was a big disappointment.
Tom da bazı hayal kırıklıkları yaşadı.
- Tom also had some disappointments.
Bir bilge bir defasında yaşamın hayal kırıklıkları dizisi olduğunu söyledi.
- A wise man once said, life is a series of disappointments.
To Bob's disappointment, several of those who had promised to help him afterwards backed out.
- Zu Bobs Enttäuschung machten mehrere von denen, die versprochen hatten, ihm zu helfen, hinterher einen Rückzieher.
She cloaked her disappointment with a smile.
- Sie versteckte ihre Enttäuschung hinter einem Lächeln.