Çok ümit verici değilsin.
- You're not very encouraging.
O cesaret verici haber.
- That's encouraging news.
Onun sınıftaki gelişmesi cesaret vericidir.
- His progress in class is encouraging.
Koçlar beni cesaretlendirmeye devam ettiler.
- The coaches kept encouraging me.
Koçlar beni teşvik etmeye devam ettiler.
- The coaches kept encouraging me.