Okula girmek için sıkı çalıştım.
- I studied hard to enter the school.
Tam odaya girmek üzereydik.
- We were just about to enter the room.
Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
- You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
Tom girişimci genç bir adam.
- Tom is an enterprising young man.
Tom bizim girişimizi duymuş olmalı.
- Tom must've heard us enter.
Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
- This ticket allows two people to enter.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.