O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Onların yeteri kadar altını yoktu.
- They did not have enough gold.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.
Bu, yeterli miktardan daha fazla
- It's more than enough.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.