Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
- I had enough time, so I didn't need to hurry.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
- She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.
Enough!.
I cannot run fast enough to catch up to them.
... To get enough of the right material in the right place all at once ...
... And you don't have enough of it. ...