Pencereleri kapatmak zorundayım.
- I have to close the windows.
Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?
- Did it not occur to you to close the windows?
Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
- Tom closed his diary after writing about that day's events.
Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.
- The store is closed until further notice.
Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.
- It was very stuffy in that room with all the windows closed.
Bazı demir yolları kapanmak zorunda kaldı.
- Some railroads had to close down.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
Seçim sonuçları son derece yakın.
- The election results were extremely close.
There is nothinge so close, that shall not be openned, and nothinge so hyd that shall not be knowen.
Jim was listening to headphones with his eyes closed.